Aşağı Pınar

Doğu Trakya’da besin üretimine dayalı köy yaşantısının başlangıç ve gelişim sürecinin kesintisiz bir şekilde izlenebildiği Aşağı Pınar, MÖ 6200-4900 yılları arasına tarihlenmektedir. Bu süreç Anadolu kronolojisinde Son Neolitik-Orta Kalkolitik dönem Balkan kronolojisinde ise İlk-Orta/Son Neolitik dönem olarak adlandırılmaktadır. Aşağı Pınar bölgenin çok az bilinen tarihöncesi dönemini anlamak ve Anadolu ile Balkanlar arasındaki etkileşimin somut kanıtlarını ortaya koymak amacıyla İstanbul Üniversitesi ve Alman Arkeoloji Enstütüleri’nin ortak projesi olarak 1993 yılında başlamıştır.

Kırklareli kent merkezinin hemen güneyinde bulunan yerleşim, Istranca Dağları’ndan Ergene Havzası’na doğru alçalan ve dağ ortamından ova ortamına geçiş niteliği taşıyan bir coğrafyada, tatlı su kaynaklarına yakın, değişik hammadde ve besin kaynaklarına ulaşmanın mümkün olduğu bir doğal çevre ortamında yer almaktadır. İçinde bulunduğu topografyadan ayırt edilmesi güç, yassı ve yayvan bir görünüme sahip olan höyük, bin yıllık bir süreci dokuz tabaka halinde yansıtmaktadır. Höyükte ayrıca tabakalanmış bu dolguları bozan İlk Demir Çağı’na ait bir kutsal alan ve adak çukurlarıyla, yine aynı döneme tarihlenen çok sayıda çöp çukuru ve tümüyle tahrip olduğundan yalnızca iz olarak saptanan MÖ 5. yüzyıla ait bir tümülüsün izlerine de rastlanmıştır.

AP 15 genel

Aşağı Pınar, şematik plan.

Aşağı Pınar besin üretimine dayalı köy yaşantısının Balkanlar’da izlendiği ilk dönemleri ardından yaşanan gelişim süreciyle birlikte kesintisiz olarak yansıtmaktadır. Yukarıdan aşağıya 1-8 olarak sıralanan sekiz tabaka ile  5-6 Geçiş Evresi olarak adlandırlan bir ara tabakayı içeren bu süreç  genel olarak iki dönem içerisinde değerlendirile-bilecek özellikler göster-mektedir.

İlk evre Balkanlar’da İlk Neolitik olarak tanımlanan bir sürece karşılık gelmektedir. Bu evrenin en eski aşamasını yansıtan 8. tabaka   tam olarak anlaşılamamış ancak, 7-6 tabakalar ayrıntılı olarak belgelenmiştir. Dal örgü bir mimari gelenek ile inşa edilen yapılar, birbirine yakın ya da bitişik evlerden oluşan bir köy dokusu oluşturmaktadır. Konut niteliği taşıyan yapıların içinde ocak ve silo gibi yapı ögeleri ile seki ve işlik alanları bulunmaktadır. Üç yapı katı bulunan 7. tabakanın en alt evresinde, oldukça özenle yapılmış, tabanları yer yer kırmızı renkte aşı boyalı konutlar açığa çıkarılmıştır. 7. Tabakanın daha sonraki evreleri ise o dönem yerleşmesini güney yönünde çeverelediği düşünülen iki hendekle tanımlıdır.  Kabaca doğu-batı doğrultusunda uzanan ve ana toprağın içine açılan hendekler ortalama 2,5-3 m derinliğinde ve 2,5 m genişliğindedir; hendekler alta doğru daralmakta U ya da V biçiminde sonlanmaktadır. Açıldıktan sonra olasılıkla üç kez yeniden kazılarak genişletilen hendeklerin dolum süreci de üç evreli bir tabakalanmayı yansıtmaktadır. Hendeklerin küllü, kalkerli, yanıklı ve killi katmanlardan oluşan birikimi, içinden gelen buluntularla birlikte değerlendirildiğinde bilinçli bir şekilde doldurulduklarını düşündürmektedir. Şiddetli bir yangınla tahrip olduğu için oldukça iyi bir şekilde korunagelen 6. tabakada ise doğu-batı doğrultulu, kuzeye doğru hafifçe iç bükey yay çizen bitişik düzenli bir yapı dizisi bulunmaktadır. Dal örgü yapım tekniğinde inşa edilen dörtgen planlı yapıların içinde gündelik yaşamda kullanılan kap kacak, kil ve taş buluntularla sıkça karşılaşılmakta, yapı dizisinin, kullanımdayken, depo gözleri tahıl ve diğer besinlerle dolu iken tahrip olduğu anlaşılmaktadır.

genel

Aşağı Pınar’daki ilk yerleşimlerin belirleyici özelliği, Balkanlar’daki diğer İlk Neolitik yerleşmelerde olduğu gibi beyaz boya bezemeli, kırmızı astarlı çanak çömlektir. Bu bağlamda Aşağı Pınar 7 ve 6. tabakaların buluntuları Bulgaristan’da Karanovo I ve II evreleriyle tam olarak benzeşmektedir. Aşağı Pınar buluntu topluluğunda çanak çömleğin yanı sıra çok sayıda kadın figürini bulunmakta, gündelik işlerde kullanılan ve Neolitik yerleşmelerde sıkça karşılaşılan kil, kemik ve taş buluntuların yanı sıra; pintadera, kemik kaşık, bezemeli kemik nesneler, kült kapları, sapan taneleri, kapamalar, kil bilezikler ile mermer ve serpantin türü taşlardan yapılan takı ve süs eşyaları bulunmaktadır.

İlk evrenin ardından yerleşmedeki  karekteristik özelliklerin bir sonraki evreye dönüşümünü temsil eden ve 5-6 Geçiş Evresi olarak adlandırılan bir tabaka gelmektedir. Daha çok çanak çömlekte izlenen dönüşüm, ne yazık ki mimari açıdan çok tanımlı değildir. Ancak mevcut bazı kalıntılar bitişik düzende, sıralı yapı geleneğinin terk edildiğini ve yerini çukur tabanlı basit kulübelerin aldığını göstermektedir. Çanak çömlek yapım geleneğinde ise önceki evrenin hamur ve mal gruplarına bir sonraki evrede yaygınlaşacak biçim ve bezeme tekniklerinin uygulandığı anlaşılmaktadır.

Yerleşimin ikinci evresini temsil eden 5-2. tabakalar Balkanlar’da Karanovo III-IV, Veselinovo ya da Vinča olarak bilinen sürece karşılık gelmekte ve Orta/Son Neolitik olarak tanımlanmaktadır. Bu dönemde yine dal örgü ve dörtgen planlı yapılar bulunmasına karşın, bunlar ayrık düzende bağımsız birimler olarak yapılmıştır. Kısmen bağımsız yapı geleneğinin de etkisiyle yerleşmenin büyüdüğü (özellikle 5. tabakada) ve güney, güneybatı yönünde önceki dönemin iki ya da üç misli bir alana yayıldığı gözlenmektedir. Bu dönemin çanak çömlek ve buluntu topluluğu da önceki evreden farklıdır. Koyu yüzlü ve açkılı mallar belirgin bir özellik haline gelirken, kap biçimlerinin çeşitlendiği, boya bezemenin yerini oluk, çizi ve kazı bezemenin aldığı görülmektedir. Balkanlar ve Anadolu arasındaki ayrımların belirginleştiği bu evrede Aşağı Pınar, Anadolu’dan çok Balkanlar’a yakındır. Çiftçiliğe dayalı  köy yaşantısının Balkanlar’daki ilk aşamalarını temsil eden ve Anadolu ile benzerliklerin yoğun olduğu ilk evrenin ardından, yerel unsurların ön plana çıktığı ve gelişkin bir köy yaşantısına dönüştüğü ikinci evre, yaklaşık olarak MÖ 5. binyılın başlarında yerleşmenin terk edilmesiyle sonlanmıştır.

Son Neolitik – İlk Kalkolitik Dönem (İlk Neolitik/ Karanovo I-II)

Orta Kalkolitik Dönem (Orta-Son Neolitik/ Karanovo III-IV)

İlüstrasyonlar

Ana Sayfa